Yedigöller’e Bir Giden, Bir de Gitmeyen Pişman!

Geçtiğimiz hafta sonu benim için son derece önemli bir misafirim vardı. Bolu ve çevresi her mevsim güzel ama sakin Sonbahar da daha da bir güzel oluyor. Hâkim rengimiz yeşilin içinde sarılar, kahveler ve kırmızılar giriyor ve de muhteşem bir görsel şölen başlıyor. Bir de buna güzel güneşli havalar eklenince “The Best Autumn Destination of Turkiye” oluyoruz. Yani Sonbahar da Türkiye’de gidip görülecek en güzel yer!

Fransız şair ve söz yazarı Jacques Prevert sözlerini yazdığı orijinal adı “Les feulles Mortes” olan, Johnny Mercer’in İngilizceye “Autumn Leaves” olarak çevirdiği (Sonbahar Yaprakları) klasikler arasına girmiş eserin belki de en güzel, en anlamlı dinlendiği yerdir Bolumuz.

Değerli misafirim görmek istediği yerleri bana sırladığında Yedigöller deyince, her ne kadar tebessüm etsem de, içimdeki gözlerim kayık bir moda girmişti. Çünkü hafta sonuydu ve hava çok güzeldi. Tabi hayır deme şansımda yoktu. Bir gün öncenin oksijen çarpmasıyla Bolu Merkez’den çıkışımız 13 sularında oldu. Misafirim navigasyon üzerinde gördüğü 40 Km mesafe onu heyecanlandırsa da, 1 saat 15 Dk. lık zaman biraz şüpheye düşürdü. Hava, yol ve manzaralar muhteşemdi. Yedigöller’e doğru trafik yoğunlaştı ve en sonunda durma noktasına geldi. Gazetemizin Sahibi Kamuran Alagözoğlu’nun 14 plakalı aracının dışında hemen hemen bütün plakalar mevcuttu. Misafirim dayanamadı biraz da tahmini mesafeye aldanarak araçtan inerek başladı yürümeye. Her şeye rağmen Nazlı Göle ulaştığında ben daha araç gişesine varamamıştım! Sonunda bende içeriye girebilmiştim. Müsait park yeri ararken Büyük Göle doğru yaklaştığım da telefonum çaldı, acaba aşağıya inmesek bu kadar yeter mi dediklerinde gözlerimde gülücükler açtı.

Jandarma’nın dönüşleri Mengen yoluna vermesine rağmen, İstanbul’dan gelen bir Erzincanlı teyzeyle bir Ardahanlı teyzenin evladım bizi ne olur yukarıya kadar götür hiç dermanımız yok demesini fırsat bilerek yukarıya tornistan yaptım. Yaklaşık 10-15 dakikalık bir mücadeleyle Nazlı Göl civarına dönebildim. Misafirlerimi alarak geldiğimiz yoldan Yedigöller’i geride bıraktım.

Saat 16.00’da halen daha giriş kuyruğu ve yoğun bir araç gelişi vardı. Ben hiç böyle görmemiştim, net olarak izdiham noktasındaydı. Evet doğa çok güzeldi, çok etkileyiciydi ama o insan kalabalığı ve araç yoğunluğu Yedigöller’in büyüsünü bozuyordu.

Daha önceleri de söylediğim gibi Özellikle Sonbahar’ da ziyaretçi girişi kısıtlandırılmalı. Rezervasyonlu ve kapasite sayılı bir uygulamaya dönülmeli. Mevcut şekilde ziyaretçi memnuniyeti de asgariye iniyor, hem de ciddi tehlike ve riskleri beraberinde getiriyor.

Misafirime kısa bir memnuniyet anketi yaptım. Bolu’yu nasıl buldun diye, Böyle muhteşem bir doğaya göre şehir daha iyi tasarlanabilir dedi. Doğanız çok özel. dedi. Gölcük de daha çok zaman geçirebileceğini, Yedigöller’e belki hafta içi bir kez daha gelebileceğini söyledi.

Bolu’yu koruyun diye de ekledi. Pandemiyle birlikte Bolu özellikle hafta sonları yoğun ilgi çekiyor. Bu da irili ufaklı turizm yatırımcılarının gözünü Bolu’ya çevirmesine yol açıyor.

Özellikle Bungalov – Tiny House tarzı tesis yapmak isteyen bir çok kişi var. Hem, Turizm ve Seyahat Hizmetleri bölümü diploması olan, hem de hali hazırda Kültürel Mirası ve Turizm bölümü öğrencisi olan bir kişi olarak, Bolu’da alt yapının insan gücünün bu yatırımlara yeterli olmadığını biliyorum. Dolaysıyla turizm yatırımları konusunda ivedi bir planlamanın Bolumuzda yapılması gerekiyor.

Cumhur Bandakçıoğlu

- Reklam -

spot_img

Ulusal Haberler, Bolu'dan Güncel Haberler ve Daha Fazlası

spot_img

- Reklam -

sanalbasin.com üyesidir